13 Şubat 2014 Perşembe

Warren Buffet -life quote

On Earning:
"Never depend on single income. Make investment to create a second source"
On Spending:
"If you buy things you do not need, soon you will have to sell things you need"
On Savings:
"Do not save what is left after spending, but spend what is left after saving"
On Taking Risk:
"Never test the depth of river with both feet"
On Investment:
"Do not put all eggs in one basket"

Martin Luther King Jr.


3 Şubat 2014 Pazartesi

Biraz da kendimden bahsediyim madem


Hırsına karşı yenilmemen ve farklı açılarla bakabilmeyi görebilmen, hatta bazı şeyleri serbest bırakabilmen gerekli… Mevlana’dan etkilendiğim cümleyi istiyordun yeri gelmişken söyliyim.J

Hayatta bazı şeyler sen istediğin zaman OLMAZ, ama sen başka bir yöne bakarken OLUR. Bu da hayatın "sen bakarken soyunamıyorum" deme şeklidir.

Bazı şeylere çok taktığında, çok kanalize olduğunda olmuyor… Bu yüzden sabırlı olmalı, iç sesini dinleyerek, o şartın gerektirdiği şekilde ilerlemeli insan…

ben evlenicem ben evlenicem diyen kızlar var mesela… Evlenmek nasıl bir hedef olabilir ben anlayamıyorum gerçekten…
İş hayatında da bu böyle… hedefler böyle olmamalıKişisel gelişiminle, içindeki ruh ve çocuğa ait hedefler bulmalsın…

Eşsiz kalmaktan korkan eş bulamaz, işsiz kalmaktan korkan iş bulamaz… Dolayısıyla bunlara cok odaklanmamak lazım, kasmamak lazım bünyeyi… bunlara bu şekilde odaklanacağım süppper bir kariyerim olacak… Evim, mutlu bir yuvam olacak. Kıvanç tatlıtuğ gibi oğullarım olacak vs. vs. … Bunlar ilizyon (bir insanın dışarıda gördüğü bir duygu, eşya, statü, vsvs’yi istemesinden ibaret bir yaşamda üstün olma hırsı)

Dolayısıyla alıcıları kendine çek ve kendini dinlemeli, kendini öğrenmeye & görmeye çalışmalı insan…

İdeal meslek nedir? diye soracak olursan

“Ben bu işi para almadan da yapardım” diyebilmeli insan. Geceni gündüzüne katarsın farkına varmazsın, sabahlarsın yorulmazsın… çünkü severek yapıyorsun… Hayat saat9-18 arası mesai içinde feda edilecek kadar değersiz değil… Ben de sporda aldığım keyifte olduğu gibi, içimdeki çocuktan gelen bir üretim ihtiyacımı bu süre içinde değerlendiririm… Hatta şuan iş saatlerim tamamen esnek bu anlamda… Hilmi beyler de bunu anlamış durumda... Bu da bence para meselesini işin içinden çıkartıyor…

M.F.Ö ‘den bir parça sanki bunu anlatır… “Deniz masmavidir ne güzel ama insanlar görmez bazen… Üzme kendini ümitsiz gibi… Sevenin var bak ne güzel… Güneş doğar güneş batar ama insan uyumaz bazen düşünür…”



Sevdiği işi yapan çalışmazmış derler. Keyif alacağın şeyi analiz etmeli mülakatlara girerek rahat edeceğin bir yeri seçerek başlamalısın. 
Benim BAŞARI anlayışım İŞ ile alakalı değil bunu ÇOK YANLIŞ anlamışsın buna çok üzüldüm. Benim savaşım hayatın geneliyle alakalı…

Çocuğunu senelerce görmeyip de senelerce “çok başarılı” olan adamlar da var iş hayatında…

Yani neye göre başarı yani hani bana göre başarılı değil… Başarının tanımı göreceli olduğu için başarısızlığın tanımı da çok göreceli… Net bir şey söylenemez. Her insanın sevgiden doğan yaratıcı gücüne bakar & insana hayatın getirdiklerine göre değişir. “There is no formula for success except perhaps a true understanding of life & what it brings” A.Rubinstein

Ben bu yüzden içimizdeki çocuk meselesini çok önemsiyorum. Bu ruha göre yaşamalı insan… Şöyle bir kariyerin olacak, böyle bir evliliğin olacak… Toplum bunları istiyor senden değil olay…

Doktor ol oğlum, baskette ne işin var, müziği hobi olarak da yaparsın gibi değil yani… bu dayatmalar içinden sana anlattığım "Ben Avukatım ve bizler toplantının iptal olduğunu bir garsondan öğreniyoruz" gibi bir dar pencereden bakan, yani Fromm'un da aktardığı biçimiyle; ailelerin çocuklarını hayallerindeki toplum statüsüne eriştirmek için zorladığı, içsel çocuklarına küsmüş, sosyal açlığı olan insanlar doğar. Ve maalesef bu durumda çocuklar ailelerinin kötü bir kopyası olarak kalır. (E.Fromm aynen bunu anlatıyor erdem & mutluluk kitabındaki bir bölümde)

Toplumda bazı şeyler bu çocuğa dönme olayının etrafını kapatıyor. Bu yüzden insan içine çekilerek bu tip kararları alabilmeli… Kendi kararını kendinle verebilmeli insan… Ben ne yaptım dediğin zaman hayatta ürettiğin şeylerden sorumlusun sonuç itibariyle… İnsanı insan yapan şey bu kapsamda üretebilmek olmalı ve bunu kendi içinden gelen bir şekilde yapmalı insanNe kadar para kazandım veya mal mülk meselesi değil…

Bu konuda dünyadaki sistemin çok büyük bir aldatmacası olduğunu düşünüyorum. İnsanlardan piyon üretmek için aslında bu… Kariyer denen şeyde bu ilizyonlardan biri…  Bu nedenle insan hayallerini unutabiliyor başka şeylere bakarak mutlu olmaya çalışıyor…

İnsana 2 şey hayatında hata yapmasını sağlıyor. Başkalarını dinlememek, önemsememek ve yapılan hataları tekrarlamak…

---
Bu insanlar benim için başarılı örneğin;
                                                                                                                                                          
Görme engelli satranç oynadığım Yunus, 
Türkiye şampiyonu Körleme (akıldan) oynayan Mevlüt abi, 
2011 senesinde matematik dersi verdiğim hayal gücü yüksek & içlerinde bi o kadar mevcut imkansızlıklarından dolayı acaba yapabilir miyiz diyen gözlerle bakan duygusal & istekli çocuklar, 
Kayak kampında görme engelli kayakçıların noksanlıklarına espirili; hayatı ti ye alan yaşam yaklaşımları, borçları & kendisine inanmayan, potansiyeline güvenilmeyen, değerleri azalmış olan bir çerveden çıkan Ali Baran efendi, 
27 sene hapiste yatıp negatif duygularından arınmış çevresine ilham yayan & ülkeyi değiştiren N.Mandela, büyük bir toplumu “0” noktasından şaha kaldıran Atatürk, Hintlileri kölelikten kurtaran Gandhi, İngiltere’nin hayatta kalmasını sağlayan, büyük bir krizden kurtaran Churchill ve şu sözleri;
“Never give in--never, never, never, never, in nothing great or small, large or petty, never give in except to convictions of honor and good sense. Never yield to force; never yield to the apparently overwhelming might of the enemy.” 

M.Ali’nin 0’dan yaptığı kariyerinden & Amerika’da zencilere yapılan insani ayrımdan çıkan özgür bir ruhun Vietnam’a askerlik görevini yapmayı reddettiği için hapse mahkum kaldığı, karar öncesi kameralar karşısında hakime söylediği şu sözleri;

Why should they ask me to put on a uniform and go 10,000 miles from home and drop bombs and bullets on Brown people in Vietnam while so-called Negro people in Louisville are treated like dogs and denied simple human rights? No I’m not going 10,000 miles from home to help murder and burn another poor nation simply to continue the domination of white slave masters of the darker people the world over. This is the day when such evils must come to an end. I have been warned that to take such a stand would cost me millions of dollars. But I have said it once and I will say it again. The real enemy of my people is here. I will not disgrace my religion, my people or myself by becoming a tool to enslave those who are fighting for their own justice, freedom and equality. If I thought the war was going to bring freedom and equality to 22 million of my people they wouldn’t have to draft me, I’d join tomorrow. I have nothing to lose by standing up for my beliefs. So I’ll go to jail, so what? We’ve been in jail for 400 years.



**

En sevdiğim kitaplar; Monte Kristo Kontu, Don Kişot, Kelebek

Bunları vaktin olursa oku ortak bir nokta göreceksin…
Zor bir insanım kabul ediyorum. ama bir de benim açımdan görsen hayatı…